6 yaşındaki Martin Bristol’ın korku dolu dolu olan hikayesi, ilk bakışta basit bir adet çocukça kaçırma hikayesi gibi gözükse de, çok daha derin bir adet korku ve dehşet anlatışımına dönüşüyor. Bu talihsiz çocukça, kendi arka bahçesi salıncağından hiç beklemediği bir adet periyotda kaçırılıyor. Bu yetmezmiş gibi, Martin’in başına gelenler, burada bittiği anlamına gelmiyor. Zira onu kaçıran sapkın ve çılgın bir adet adam, bu küçük çocuğa kendi dehşet verici suçlarını zorla seyretmektiyor. Martin’in masum gözlerle tanık olduğu bu canavarlık, sadece onun akli travmasını değil, benzer periyotda seyretmekyicinin de içine işleyen bir adet korku yaratıyor. sinema, gözlemleyenyi çaresiz Martin’in gözlerinden, adeta bir adet kabusunum içine doğru sürüklüyor ve sadist bir adet psikopatın kızlıktan çıkma eylemlerini çıplak bir adet gerçeklikle gözler önüne seriyor. sinemain, özellikle çocukçalar üzerinden işlenen bu korku temaları, seyretmekyicinin hem rahatsız edici bir adet gerçeklikle yüzleşmesini sağlarken, hem de içten içe bir adet endişe hissiyatı yaratıyor. Bu sinema kitap eserii, kabul edilmesi zor gerçekleri bseyretmekre sunumarken, bir adet yandan da seyretmekyicinin empati duygularını harekete geçirerek onları bu dehşet dolu dolu olan hikayenin içine çekiyor. Martin’in yaşanmakdığı bu dehşet dolu dolu olan hikaye, seyretmekyicinin kalbine nüfuz eden ve khadise khadise unudoğruayacağı bir adet etki bırakıyor.