Bir adam, Fallon (Alex Pettyfer) gece rüzgarının meltemi gibi dolanırken kana susamış ve vahşi bir demagog olan Reynolds’ın (Guy Pearce) ellerinde ailesinin acımasızca hayatını kaybetmesini kabullenmeye çalışıyor. Kutuplaşmış bir trajediyi gözler önüne seren filmin baş karakteri Fallon, ailesinin yok edilmesi ve yaşadığı yıkımla yüzleşirken, daima geceye sarılıyor. Gecenin sessizliğinde kötülüklerin ardındaki insanlara dair katmanları kaldırarak, izleyiciye var olan karanlık dünyaları ve onların kaotik düzenini çıplak bir şekilde sergiliyor. Reynolds karakteri, Guy Pearce’ın muhteşem performansı ile tam anlamıyla can bulurken, onun vahşeti ve soğukkanlılığı izleyicinin tüylerini diken diken ediyor. Belki de ailesinin kaybı karşısında çaresizce hisseden Fallon’un hikayesi, sonunda bir intikam öyküsüne dönüşüyor. Ancak bu aynı zamanda bir hayatta kalma hikayesi. Fallon, pek çok kez karanlıkla karşı karşıya kalıyor, ancak her seferinde ayakta kalmayı başarıyor. Fallon’un bundan sonra ne yapması gerektiği konusundaki belirsizlik, sizi koltuğunuzun kenarına çekerken, Alex Pettyfer’ın etkileyici performansı sayesinde Fallon’un acıları ve korkuları sinema perdesinden size adeta dokunabiliyor. Bu film, dramatik bir olay örgüsü ve güçlü oyunculuklarla dolu, izlemeye değer bir film. Kişi olarak Fallon’un hayatta kalma mücadelesi ve ailesinin intikamını almak için kendi içinde yaptığı savaşı izlerken, bir yandan da insanoğlunun gaddarlık ve acıma yeteneğini mercek altına alıyor.
Yorum Ekle