Super olmak için illa bir süper kahraman olmanız gerekmez. Filmin baş karakteri Hedvig, babasının süper kahraman kostümünü küçültüyor ve bu nedenle artık “Süper Aslan” olamıyor. Bilgisayar oyunlarına ilgi duyan Hedvig, biraz sakardır fakat babasının kuzen Adrian’ı yeni kahraman seçtiği an, Hedvig’in duruma el atması gerekiyor. Evet, belki Hedvig süper güçlere sahip olmayan, hatta bazen oldukça sakar bir karakter olabilir. Ancak bunun yanı sıra, bu film bize bir yandan da kahramanlığın ve güçlü olmanın sadece kostümler ve aksiyon sahneleri ile olmayacağını oldukça etkileyici bir şekilde sunuyor. Her ne kadar Hedvig kendini bir gamer olarak görse de, babasının “süper aslan” kostümünü küçültmesi sonucunda, süper kahramanlığın yükünü omuzlamak ona kalıyor. Bununla birlikte, babasının kuzeninin yeni kahraman olmasıyla, Hedvig, umutsuzca ve sakarlıklarına rağmen, duruma el atmak zorunda kalıyor. Kuzen Adrian’ın küçümseyici ve umursamaz tutumu karşısında Hedvig’in gösterdiği cesaret ve kararlılık, süper kahramanlığın sadece bir kostüm veya süper güçlerle değil, kalpteki cesaretle ve dogru bildiği için harekete geçme yeteneğiyle geldiğini gösteriyor. Film, süper kahraman kostümünün küçülmesi ve Hedvig’in bu duruma nasıl tepki vereceği etrafında şekilleniyor. Kısacası, film; süper kahraman olmak için özel yetenekler veya süper güçlere ihtiyaç olmadığını, asıl olanın cesaret, kararlılık ve doğruluk için harekete geçme yeteneği olduğunu vurguluyor. Başroldeki Hedvig’in hikayesi, herkesin kendi içindeki ‘süper’leri bulabileceği, gerçek kahramanlığın görünüş veya yetenekten çok daha fazlası olduğu ilham verici bir öykü sunuyor.
Yorum Ekle