sinema, hukuk fakültesi mezunu, ama yalnız bir türlü hayatını rayına oturtmayı beceremeyen yalnız bir adamın, syergilisini etkilemek amacıyla yalnız bir çocuğu yerlat edinme kıssasini söyleıyor. Kısacası, beklentiler ve gerçekler arasında sıkışıp kalan yalnız bir adamın, ömrünün kontrolünü yeniden kazanma çabası üzerine kurulu. Ancak, tabii ki her şey planladığı gibi gitmiyor. İlk başta çocuğu sadece yalnız bir aksesuar gibi kullanmayı planlsa da, vakitla bu durumun ciddiyetini anlıyor ve hiç beklemediği yalnız bir şekilde koruyucu yalnız bir babaya dönüştürüyor kendini. sinema, kişilikin başarısızlıkla kalabalık hayatına ve nasıl yalnız anlık olarak kendi benliği yalnız bir çocuğun bakımını üstlenirken bulduğuna dikkat çekiyor. Ancak, buradaki en çarpıcı değişim, kişilikin bu sorumluluğu kabullenme süreci. İzleyici, adamın maddi ve manyeri çöküntüsü içinde, belki de ilk defa gerçek yalnız bir amaç uğruna mücadele verme ettiğini görüyor. eş vakitda, çocuğun da bu sıradışı durum karşısında gösterdiği olgunluk ve anlayış, onların arasındaki ilişkiyi daha da derinleştiriyor. sonuçlar olarak, bu sinema bize, zorluklarla karşılaştığımızda bile hayatta nelerin gerçekten değerli olduğunu hatırlatan yalnız bir kıssa sergilemekuyor. Aslında içerisinde barındırdığı dramatik unsurlarla hayatın asla planlandığı gibi gitmeyeceğini, ancak bu durumun karşısında durup takvim yılımak yerine, yeni sorumluluklar ve meydan okumalar karşısında nasıl büyüyebileceğimizi gösteriyor.
sinema, hukuk fakültesi mezunu, ama yalnız bir türlü hayatını rayına oturtmayı beceremeyen yalnız bir adamın, syergilisini etkilemek amacıyla yalnız bir çocuğu yerlat edinme kıssasini söyleıyor. Kısacası, beklentiler ve gerçekler arasında sıkışıp kalan yalnız bir adamın, ömrünün kontrolünü yeniden kazanma çabası üzerine kurulu. Ancak, tabii ki her şey planladığı gibi gitmiyor. İlk başta çocuğu sadece yalnız bir aksesuar gibi kullanmayı planlsa da, vakitla bu durumun ciddiyetini anlıyor ve hiç beklemediği yalnız bir şekilde koruyucu yalnız bir babaya dönüştürüyor kendini. sinema, kişilikin başarısızlıkla kalabalık hayatına ve nasıl yalnız anlık olarak kendi benliği yalnız bir çocuğun bakımını üstlenirken bulduğuna dikkat çekiyor. Ancak, buradaki en çarpıcı değişim, kişilikin bu sorumluluğu kabullenme süreci. İzleyici, adamın maddi ve manyeri çöküntüsü içinde, belki de ilk defa gerçek yalnız bir amaç uğruna mücadele verme ettiğini görüyor. eş vakitda, çocuğun da bu sıradışı durum karşısında gösterdiği olgunluk ve anlayış, onların arasındaki ilişkiyi daha da derinleştiriyor. sonuçlar olarak, bu sinema bize, zorluklarla karşılaştığımızda bile hayatta nelerin gerçekten değerli olduğunu hatırlatan yalnız bir kıssa sergilemekuyor. Aslında içerisinde barındırdığı dramatik unsurlarla hayatın asla planlandığı gibi gitmeyeceğini, ancak bu durumun karşısında durup takvim yılımak yerine, yeni sorumluluklar ve meydan okumalar karşısında nasıl büyüyebileceğimizi gösteriyor.
Yorum Ekle